27 Kasım 2023 Pazartesi

ATATÜRK FİLMİ


 

ATATÜRK 1


Disney + platformunun, Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin seksen küsur yıldır yapamadığı bu eşsiz dehaya yakışır bir Atatürk dizisini yapma projesine soyunması hepimizi heyecanlandırmıştı.


Ancak halen net olmayan sebeplerle dizi formatından son anda çıkartılıp, iki bölüm halinde sinemalarda yayınlanmaya karar verilmesi ülkemizde son derece haklı tepkiler doğurdu. ABD’deki Türk düşmanı odakların bu dizinin dünya çapında dağıtımını engellemesi bizim bir ayıbımızdır. 


90 ların sonunda da büyük bütçeli bir film yapmaya soyunan yapımcı Tarquin Olivier (ünlü İngiliz oyuncu Laurence Olivier’in oğlu) ve rol için düşünülen İspanyol Antonio Banderas yine güçlü Yunan ve Ermeni lobilerinin isnatsız karalama kampanyaları ile pes ettirilmişti.


Küçük bir teselli olarak beyazperdede gösterilmesi bazı yönlerden daha uygun olmuş çünkü dünyanın en büyük prodüksiyon şirketi Disney’in set, kostüm, mekân çalışmaları neredeyse kusursuz. Ata’mıza yakışır bir çalışma olmuş görüntü itibari ile. Tabii işin bir de senaryo, kurgu, oyunculuk ve yönetim boyutu var. Baştan söyleyeyim, dizi formatında görmek isterdim. Zaten o şekilde planlandığını belli eden bir yapım var karşımızda.


Öncelikle, hiç anlamadığım ve hemen hiç kimsenin dile getirmediği bir soru işaretinden başlayalım : Filmin afişinde açıkça “Atatürk 1881-1919” yazdığı halde, film 1915 yılında sona eriyor ! Aceleye getirilen bir şey mi var ? Afişi 1915 diye düzeltmek bu kadar mı zordu ? Anlaşılmaz bir amatörlük. Bunun dışındaki her şey profesyonelce.


Atatürk’ün Çanakkale Savaşı’nda yaralanması ile başlayıp, bir flashback ile çocukluğuna dönen film, ara ara doğru konumlanmış flashback sahneleri ve iyi bir kurguyla kronolojik olarak ilerliyor. 


Aras Bulut İynemli, rolünün altından büyük bir başarı ile kalkmış. Mustafa Kemal olduğuna inandırıyor sizi. Diğer tüm oyuncular da başarılı bir yönetim altında çok iyi oynamış. 


Senaryo ve kurgu çok iyi ama kusursuz değil. Tabii bunda süre kısıtlamasının etkisi var. Olay bolluğu yüzünden bazı noktaların es ya da kısa geçilmesi filme çok küçük de olsa zarar veriyor bence. Kostümler ve setler ise harika.


Ata’mızın ansiklopedilere sığmayacak hayatının ilk 34 yılından küçük kesitler veren bu filmi kaçırmayın. Pişman olursunuz. Sinemada seyredilmesi gereken bir film.


Filmin tek eksisi, Türkiye için üretilmiş olması. Yabancı seyircilerin, hatta Atatürk’ün hayatını iyi bilmeyen cahil bir vatandaşımızın bile anlayamayacağı inceliklerle dolu. 


İlk defa Ata’mızın şanına yaklaşan bir film yapılmış. Mutlaka gidip, sinemada seyredin. En az bir kez. 


Bir kez daha kendi adıma anladım ki, kısa sayılacak bir yaşama bu kadar büyük devrimler, atılımlar sığdıran bu dehanın hayatı en azından 10 bölümlük bir dizi olmalıydı.


SinemAdem iyi seyirler diler.



16 Kasım 2023 Perşembe

 


EN İYİ  ÖĞRETMEN FİLMLERİ








6. LEAN ON ME – ABD – 1989


Morgan Freeman, her yönü ile dökülen bir devlet okuluna atanan sert ama adil müdürü canlandırmaktadır. Rocky ve Karate Kid filmlerinin yönetmeni John G. Avildsen’den yine birinci sınıf bir drama.


Freeman’ın rolü senaryoda biraz klişe olarak çizilse de, muhteşem oyunculuğu ile yine sıra dışı bir çizgi yakalıyor usta oyuncu.







5. SCHOOL OF ROCK – ABD - 2003


Gerçek hayatta da bir Rock grubunun solisti olan Jack Black’ten çok eğlenceli, nefis hard rock müzikleri ile bezeli bir film.


Zengin çocuklarının devam ettiği özel bir okula atanan yedek öğretmen, çocukları Rock’ın asi ve özgür dünyası ile muhteşem müzikler eşliğinde tanıştırıyor. Indie filmlerinin tanınmış yönetmeni Richard Linklater’dan.







4. TO SIR, WITH LOVE – İNGİLTERE - 1967


Mühendislik eğitimi alırken, Londra’nın varoşlarındaki tamamı beyaz öğrencilerden oluşan bir sınıfa atanan Amerikalı siyahi öğretmen rolünde Sidney Poitier, kariyerinin en önemli rollerinden birini veriyor.


 Aynı zamanda “Shogun” gibi bestseller romanların da yazarı olan senarist-yönetmen James Clavell’den dokunaklı bir dönem draması.







3. VURUN KAHPEYE – TÜRKİYE - 1964


Halide Edip Adıvar’ın ünlü romanından uyarlama. Günümüzde de Cumhuriyetimizin başına bela olan yobazlık virüsünün o dönemde de alçaklığıyla iyi ve güzel olan her şeye saldırışının ve ihanetin öyküsü.


Gencecik bir Hülya Koçyiğit, günümüzdeki halini yadsırcasına tam bir Cumhuriyet kadınına can verirken; filmin asıl ağır topu müthiş bir kötü adam olan Ali Şen. Üç kez sinemaya aktarılan romanın en iyi uyarlaması bu.







2. DALGA  – ALMANYA - 2008


Bir lise öğretmeni, diktatörlük altında bir topluluğun nasıl çığırından çıktığını uygulamalı olarak öğrencilere göstermek ister. Bunun için de, çok tehlikeli olaylara yol açacak psikolojik bir deney başlatır sınıfındaki öğrencilerle.


Faşist yönetimin (daha açıkçası Nazizm döneminin) insanları nasıl insanlıktan çıkardığını, hayatları nasıl kararttığı çok çarpıcı bir şekilde resmedilmiş. Hayatınıza yumruk gibi inip, bir süre sizinle kalan filmlerden.  







1. DEAD POETS SOCIETY – ABD - 1989


Günü Yakala ! Rahmetli Robin Williams’dan eşsiz bir oyunculuk gösterisi. 


Konfor ortamından çıkmanın, gelişmenin, dostluğun kılavuz filmlerinden. 50’lilerin sonunda özel ve prestijli bir özel okulda geçen film, komedi ve trajedide doruklara ulaşıyor. 


Konformizme ve otoriteye karşı özgür düşüncenin bayrağını açan modern bir klasik. Bir dönem tüm öğrencileri sıraların üstünde ayakta dikelten film.








EN İYİ 9 KEDİ FİLMİ

  EN İYİ 9 KEDİ FİLMİ     9. THE CAT RETURNS              (Japonya - 2002)               Dünyanın en büyük animasyon ustası Hayao ...