SPIDER-MAN : INTO THE SPIDER-VERSE
Spider-Man : Into The Spider-Verse, 2011’de ortaya çıkan ve bizim
bildiğimiz klasik Örümcek Adam olan Peter Parker’ın olduğu Earth-616 boyutundan
başka bir boyutta yaşayan (Earth-1610) ilk siyahi Spider-Man Miles Morales’in
maceralarının ilk beyazperde uyarlaması. Ailenizle izleyebileceğiniz komik ve
hareketli bir animasyon filmi.
Çocukluğumdan beri en sevdiğim süper kahraman olan Spider-Man (Örümcek
Adam) benim için her zaman Peter Parker olacaktır. Bu sene ard arda
kaybettiğimiz yeri doldurulmaz sanatçılar Stan Lee ve Steve Ditko’nun 1962’de
çok da umut bağlamadan yarattıkları eşsiz kahraman Spider-Man tüm dünyada belki
de en sevilen super kahraman oldu.
Bazı insanların iğrendiği, korktuğu örümcekten esinlenmiş bir kahramanın bu
kadar çok sevilip benimsenmesi başlangıçta şaşırtıcı gelebilir. Ancak, iyi
karakterli, güvenilir ve yakışıklı Peter Parker 15 yaşında başlayıp
yetişkinliğe uzanan maceralarıyla tüm dünyanın kalbini fethetmeyi başardı.
Bunda biraz da vücudu tamamen örtülü, elleri bile gözükmeyen ilk kahraman
olmasının payı da var. Çünkü çizgi romanda beyaz olduğunu bilsek de (gerçi New
York’ta geçen maceralarında Peter’ın son derece kozmopolit ve renkli bir
arkadaş çevresi olduğunu ve ırksal renk körlüğüne sahip devrimci bir çizgi
roman olduğunu söyleyebiliriz), Çinli, Afrikalı, Hintli ya da Arap bir çocuk da
kendini o kostümün içinde hayal edebiliyor, özdeşleşebiliyor bence.
Filmin konusuna gelirsek : Miles Morales, kazara bir radyoaktif örümcek
tarafından ısırılıp bazı güçler edinir. Suç baronu Kingpin’in tüm paralel
dünyaları yok edebilecek olan planını engellemek için başta zamanla o’na mentor olacak Peter B. Parker (bizim
bildiğimiz klasik Örümcek Adam) olmak üzere diğer Örümcek-İnsanlarla ortaklık
kurar. Spider-Gwen, Spider-Man Noir, Spider-Ham ve Peni Parker Kingpin’in
makinesinin ilk çalıştırılmasıyla Miles’ın dünyasına çekilmiştir istekleri
dışında. Makinenin bir daha çalıştırılması tüm dünyalar için ölümcül olabilir.
Spider-Man : Into The Spider-Verse Raimi’nin ilk 2 filminden sonra
beyazperde gördüğüm en iyi Spider-man uyarlaması. Hatta yakınlarda
kaybettiğimiz Stan Lee’nin cameo’su da bugüne kadarkilerin belki de en iyisi.
Espri kalite düzeyi çok yüksek olan (tabii hepsini anlamak biraz Örümcek Adam
evrenine aşinalık gerektiriyor) filmde gözlerinizin yaşaracağı bir an olacaktır
bu benzersiz dahiye mükemmel bir veda olmuş olan bu sahne. Küçük çocuğunuzla
giderseniz dublajı tercih edebilirsiniz. Ancak, alt yazılı versiyonda Spider-Man
Noir’de Nicholas Cage; The Prowler’da Mahershala Ali, May Yenge’de Lily Tomlin
gibi 3 tane oscarlı oyuncu var örneğin. Filmin tek ama önemli kusuru sinemada ilk
defa Spider-Man’in karşısına çıkarılan Kingpin’in senaryo açısından derinliksiz
olarak çizilmesi. Umarım bir gün tüm zamanların en muhteşem kötü adamlarından
Kingpin’in solo bir filmini seyredebiliriz. O zamana kadar Punisher ile beraber
en iyi Marvel dizisi olan Daredevil’deki Vincent D’Onofrio’nun mükemmel Kingpin
yorumu ile yetineceğiz.
Miles Morales’in maceralarını hiç okumadım. 2011’de Obama rüzgarıyla
yaratılan yeni bir kahramandı. Ben klasikleşmiş
kahramanlarla çok fazla oynanılmaması gerektiğini düşünürüm. Tabii 56 yılda
basılan binlerce sayı Spider-Man macerasından sonra yazarların ne yazıp
çizeceklerini şaşırmaları normal ama Peter Parker’ın yerini kimse tutamaz.
Geçmişte de denendi bu (korkunç Clone Saga) ama olmadı. ABD lilerin görgüsüz kültürsüzlüklerinden
dolayı bir Nors Tanrısı olan Thor’u yakın zamanda kadın yapmaları gibi. Tabii o
da tutmadı. Bazı taşlar yerinde ağırdır ama bu değişik Spider-Man ve filmi de
en azından devam filmini heyecenla bekleyeceğim bir iş olmuş. Filmi 3D olarak
seyretmeyi tercih edin.
Sinema_dem iyi seyirler diler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder