29 Mart 2021 Pazartesi

 EN İYİ UZUN METRAJ  CHARLES CHAPLIN  FİLMLERİ

 

 

İlk uzun metrajlı filmi “The Kid”i (Yumurcak) 1921’de çeviren Chaplin’in yönetmenliğinin 100. yıldönümünü kutluyoruz.

 

O, filmlerinin yönetmeni, yapımcısı, baş aktörü, senaristi ve bestecisi; emekleme çağındaki sinemayı sinema yapan dört dörtlük bir dahi idi.

 

 

6. SİRK  (1928)

 

Çalıştığı sirkte sevdiği kıza açılamayan Şarlo’nun halleri görmeye değer. Komedi sekansları çok başarılı. Gülmekten küçük serserinin attığına benzer taklalar atacaksınız. Chaplin’in fiziksel komedisini en iyi gösterdiği filmlerden. 1927’de başlayan sesli sinemaya inat; sessiz çevirmişti bu filmini büyük usta.

 

 

5. ŞEHİR IŞIKLARI  (1931)

 

            Chaplin’den eşsiz ve defalarca kopyalanan bir romantik komedi klasiği. Şarlo’dan bekleneceği gibi gülmekten karnınıza ağrılar gireceği ama zaman zaman da gözyaşlarınızı tutamayacağınız bir başyapıt. Kör kıza aşık olan fakir delikanlı temasını bizim Yeşilçam da çok ısıtıp ısıtıp önümüze koydu. Kemal Sunal’ın oynadığı “En Büyük Şaban” filmi bu filmden esinlenmiştir (!).

 

 

4. YUMURCAK  (1921)

 

            Daha önceleri kısa filmlerini yönetmiş olan Chaplin’in ilk uzun metraj yönetmenliği aradan geçen yüz yıla rağmen etkisinden hiçbir şey kaybetmemiş. Kahkaha ile gözyaşının beyazperdede at başı yarıştığı bir klasik. Önceleri istemediği, sokakta bulduğu çocuğu büyüten Şarlo’nun hikayesi. Kemal Sunal’ın oynadığı “Garip” filmi de hikayesini bu klasikten ödünç almıştır (!).

 

 

3. BÜYÜK DİKTATÖR  (1940)

 


            Büyük ustanın ilk sesli filmi. Bir insanlık manifestosu. Hitler ve Mussolini’yi ti’ye aldığı muhteşem klasik. ABD devleti o sıralarda henüz Hitler ile savaşa girmediği için Chaplin’e engellemeye bile çalışmıştı. Gerisi tarih. Sinema tarihinin en büyük taşlaması.

 

 

2. MODERN ZAMANLAR  (1936)

 

            Dünyada artık sessiz film çekilmediği yıllarda, Chaplin usta ilk politik komedi başyapıtını yaratır. Hem de yine sessiz olarak.

Kapitalizmin çarkları arasında ezilmeye çalışılan küçük adamın halini birebir verir filmdeki o muhteşem sekansta. Başı beladan kurtulmayan çiftimizin birbirlerine ve yaşama sarılmaları mizah yüklü bir senaryo ile bu kadar iyi anlatılabilirdi.

 

 

1.  ALTINA HÜCUM  (1925)

 

            Chaplin’in en komik, en ikonik filmi. Alaska’daki altın arama çılgınlığı dönemini anlatır. Heyecanın da, dramın da, komedinin de tek kelimeyle mükemmel bir uyumda birleştiği, sinema tarihinin en büyük komedi filmi. Chaplin’in dehasının hem hayatın zorluklarını, hem de hazırda bekleyen umudu komedi yoluyla anlatabilmesi olduğunun ispatıdır bu hiç eskimeyen asırlık film.

 


9 Mart 2021 Salı

LOGAN (2017)

LOGAN - 2017


Hugh Jackman, 9. Defa canlandırdığı Wolverine karakteri ile son kez karşımızda. Logan, tüm zamanların en iyi çizgi roman uyarlamalarından biri. 



Film, artık hiç bir mutantın doğmadığı 2029 yılında geçiyor. Prof. X 90 larına gelmiştir (tabii Wolverine de 200 civarı !) ve bir beyin hastalığı sonucu istemeden yol açtığı bir trajediden dolayı aranan bir suçludur. 

Wolverine’nin yaşlanma süreci başlamış ve yaraları eskisi kadar hızlı iyileşmiyordur, hatta kanser benzeri bir hastalığı olduğu da ima edilir. Kendi hücresinden üretilmiş kızı (!) X-23’ü ele geçirmek isteyen kapitalist şirketin avcılarından kaçmak için üçlü yollara düşer ve hikaye tüm şiddetiyle başlar.


Artistik bir kan ve şiddet tablosu ortasında bile yönetmen Mangold, bir önceki (The Wolverine -2013) filmde yaratamadığı dramatik yapıyı mükemmel bir şekilde kuruyor. Yolculukları sırasında yaşadıkları, özellikle Patrick Stewart’ın belki de hayatının en iyi rolünde verdiği performans tek kelime ile müthiş. 


Logan, Sam Peckinpah veya Sergio Leone tarzı (ama daha kanlı) bir modern zaman westerni. Şiirsel bir epik şiddet draması. Dünyayı hastalık gibi kemiren kapitalistler, militaristler ve onların aç gözlülüklerine karşı destansı son bir direnişin hikayesi. Filmin akışı içinde tüm zamanların en iyi western filmlerinden olan “Shane” ile kurulan paralellik de çok iyi işliyor. İzlemediyseniz onu da izlemenizi öneririm.


Bu kadar iyi iş yapan bir karakteri Hollywood rahat bırakmaz ama umarım başka bir Wolverine filmi olmaz. Hugh Jackman muhteşem bir aktör değil ama başından beri muhteşem bir Wolverine oldu. Hem de çizgi romandaki 1.60 lık Wolverine (tabii ki Hollywood böyle yansıtmazdı) ile fiziksel uyumsuzluğuna ve sınırlı aktörlük yeteneklerine rağmen.


Bir film, bir karaktere ancak bu kadar mükemmel bir veda edebilirdi ancak. 


“Marvel filmi” diye yanılıp çocuğunuzla izlemeyin. Wolverine, kötü adamları (filmde de altı çizildiği gibi) ABD’nin tüm dünyaya koçanıyla yutturduğu GDO’lu mısırları biçer gibi kesip biçiyor (pençelerine sağlık).

EN İYİ 9 KEDİ FİLMİ

  EN İYİ 9 KEDİ FİLMİ     9. THE CAT RETURNS              (Japonya - 2002)               Dünyanın en büyük animasyon ustası Hayao ...