ÇEYREK ASIRLIK HAZİNELER – ALFABETİK SIRA İLE 1995’in
EN İYİ 8 FİLMİ
12 MAYMUN
Dünyanın sonunu getiren bir virüs. Bu korkunç sonu kaynağında durdurmak için geçmişe gönderilen mahkum Bruce Willis. Bu yolda geçmişte yollarının çakıştığı Brad Pitt. Sinemanın en özgün yönetmenlerinden Terry Gilliam. Tüm zamanların en iyi kurgulanmış ve zeki bilimkurgularından biri.
BRAVEHEART
Avustralya’da büyümüş Amerikalı Mel Gibson, İskoçların halk kahramanını kötü bir aksanla canlandırıyor. Tarihi gerçeklere pek uyulmuyor. Ne gam. Sinema tarihinin en sağlam, en eğlendirici, en hüzünlü, en epik kahramanlık öykülerinden biri karşımızdaki. İlk yönetmenlik denemesinde Gibson, tüm ödülleri ve gişeyi hakimiyeti altına alıyor.
CASINO
Robert DeNiro’nun kıymeti bilinmeyen filmlerinden biri. Goodfellas kadar iyi senaryosuna, harika sanat yönetimine, bir o kadar sıkı oyuncu kadrosuna, Scorsese’nin formunun zirvesinde yönetimi eşlik etmiş. Daha ne olsun ? Belki tek ufacık kusuru bir yarım saat daha kısa tutulmamasıydı.
GHOST IN THE SHELL
Japon anime sinemasının başyapıtlarından. Yarı robot bir kadın polis, güçlü ve gizemli bir hacker olan Kukla Ustası’nın peşine düşer.
Karakterlerinin derinliği, dönemine göre harika olan çizimleri, görselliği ve komplike ama anlaşılır senaryosu ile hala aşılamamış bir klasik. 2017’de çevrilen canlı versiyonu, Scarlet Johansson’un varlığına rağmen orijinalinin yanına bile yaklaşamadı.
HEAT
Görkemli oyunculuk gösterisi. 90 ların ve hatta tüm zamanların en gözde oyuncularından iki ustanın (Pacino ve DeNiro) karşılıklı döktürdüğü bir film.
Michael Mann’ın yazıp-yönettiği başyapıtı. Oyuncu kadrosu, üç saate yakın süresine rağmen hiç sarkmayan senaryosu ile tıkır tıkır işleyen bir hırsız-polis öyküsü. Aksiyonu kadar dramatizasyonu da çok güçlü.
LA HAINE
Mathieu Kassovitz’in genç yaşta kotardığı siyah beyaz bir klasik. O dönem Fransa’da sıkça görülen sokak eylemlerinin en ateşlilerinden birinden sonra üç arkadaşın 24 saatlik serüvenlerini aktarıyor.
Orijinal adı “Nefret” olsa da bizde “Protesto” adıyla vizyona girmişti. İnsanın beynine işleyen karakalemle çizilmişçesine akıp geçen sahneleri sinematografinin doruğunda dolaşıyor.
LAND AND FREEDOM
Ken Loach ustanın başyapıtlarından. İspanya İç Savaşı’nda faşizme karşı savaşırken dışarıdan ve içeriden ihanete uğrayan Cumhuriyetçilerin sarsıcı öyküsü.
Faşizmin, despotizmin lanetine karşı uyarıcı olması gereken İspanya İç Savaşı’nın, tıpkı filmin yapıldığı 90 ların ortasında Bosna’da yaşananlara karşı üç maymunu oynayan Avrupa’nın aynı hal vetavrının 1936’daki meali.
THE USUAL SUSPECTS
Sinemada şaşırtıcı “twist” denince ilk akla gelen filmlerden. Daha sonra Mission Impossible filmlerinin yönetmeni olacak olan C. McQuarrie’nin senaryosundan Bryan Singer’ın çektiği suç dünyasının en özgün filmlerinden biri.
Sinema tarihine geçmiş müthiş finali bir yana, o finale adım adım ilmek ilmek ilerlerken heyecanını hiç kaybetmeyen, müthiş oyunculuklarla bezeli bir suç baladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder